Yağmur olalı sormam “Bu hâne kimindir?
Câminin midir bu dam? Meyhâne kimindir?”
Düşmez ki bana saymak kadeh ile bardak:
Şimşekle gelen sormaz “Peymâne kimindir?”
“İn!” emri ile geldik! Ne bilecek toprak;
Cânân ne ola can ne, canâne kimindir?
Bir damla su götürmek tek gâyemiz bizim:
Nerden bilelim hangi virâne kimindir?
Niçin sorsun aziz su, onu içenlere:
“Bülbül, deve, at, ceylan… Pervâne kimindir!”
Ağlatır damla damla, yağmura aşkını:
Merak dahi etmez mi, efsâne kimindir?
Gül yüzlü bulutadır Serâzât bendimiz:
Olur ya sorarsan “Bu divâne kimindir?”