Taliban İçindeki Çalkantılar

Taliban yönetimi Afganistan'da kalıcı olabilecek mi? Afganistan'ın sosyal dinamikleri Taliban rejimine müsait mi? Afganistan'da istikrar mümkün mü? Taliban'ın başarılı olması mümkün mü?

Taliban yeknesak bir hareket değildir.

2021 yılında Afganistan’ın iktidarını ellerine alana kadar, irili ufaklı birçok grup “Amerikalıları ülkeden kovmak” paydasında buluşuyorlardı. Amerikalılar ülkeden çıktıktan sonra, Taliban içindeki grupları birleştiren ortak hedef ortadan kalkmış oldu. Böylece grupların dikkati iktidar paylaşımına, dar maddi menfaat çekişmesine ve kadim etnik ihtilaflara çevrildi.

1996’da başa geldiklerinde, henüz ülkeyi yönetecek tecrübeyi kazanamadan 2001 yılında devrildiler.  Zaten o zaman Afganistan’ın bütününe hâkim olamamışlardı. Sürdürülebilir bir sistem kuramadan, uluslararası kamuoyunun desteğini kazanamadan iktidarı kaybetmişlerdi.  

İdari sistem bakımından, bugün Taliban içinde iki ana güç merkezi bulunmakta. Daha pragmatik düşünen siyasi kanat Kabil’dedir. Taliban’ı Katar’da temsil eden Abdülgani Birader ve Şir Muhammed Abbas Stanikzai gibi isimler bunlar arasındadır.

Ancak, siyasi iktidarın esas merkezi Kabil’de değildir. Taliban siyasetinin belirlenmesinde son sözü söyleyen Kandahar’daki dini otoritedir. Başında Taliban tarafından “müminlerin emiri” kabul edilen Mevlevî Hibetullah Ahundzade bulunmaktadır. Pek çok idari meselede, Kabil’deki yöneticiler Kandahar’a gidip Ahundzade’nin müsaade ve iznini aramaktadırlar.

Taliban içindeki bölünmüşlüğün bir başka odak noktası Hakkani Grubu’dur. ABD’nin başına 10 milyon dolar ödül koyduğu grubun lideri Siraceddin Hakkani, el-Kaide’ye destek vererek Taliban’ın içinde yuvalandırmakla itham ediliyor.

Taliban’ın pragmatik kanadı, Hakkani Grubu’nun iktidara dahil edilmesini zımnen tasvip etmemektedirler. Hakkani Grubu mensupları ise Amerikalıları Afganistan’dan çıkaranın Doha’daki diplomatik süreç değil, sahada yürütülen kararlı silahlı mücadele olduğunu savunmaktadırlar.

İçişleri Bakanlığını ve Kabil emniyetini elinde bulunduran Hakkani Grubu’nun, her kademede kendi adamlarını özenle yerleştirmekten imtina etmediği müşahede ediliyor. Hakkani Grubu’nun hükümette olması Taliban’ın hızlı şekilde uluslararası meşruiyet kazanmasının önünde engel teşkil etmektedir. Buna ilave olarak, Hakkani Grubu’nun Pakistan istihbaratının güdümünde olduğu iddiaları Afganistan içinde de güvensizlik ortamı meydana getirmektedir.

31 Temmuz’da ABD tarafından öldürülen El Kaide lideri Eymen El-Zevahiri’nin Taliban içindeki hangi gruplarca korunduğu ve Amerikalılara El-Zevahiri’nin yerini kimin ihbar ettiği yönünde de birbirinden farklı iddialar dile getirilmekte. Ortaya atılan iddiaların merkezinde yine Hakkani Grubu yer almakta.

Taliban içindeki çalkantılar sadece üst yönetim arasındaki görüş farklılıkları değil.

Amerikalıları ülkeden kovmak için hayatlarını ortaya koyduklarına inanan Taliban savaşçıları işin nihayetinde umdukları maddi ganimete ulaşmadıklarını düşünmekteler. Hoşnutsuzluklarını dile getirmek üzere Kabil’deki Maliye Bakanlığı’na gelen savaşçılarla ilgili Taliban yönetimi bu minval üzere hareket etmemeleri gerektiği yönünde beyanat vermek zorunda kalmıştı. Benzer şekilde, mevzubahis savaşçıların iktidara geldikten sonra keyfi şekilde intikam infazları gerçekleştirmeleri de Taliban’ı zor durumda bırakmıştı.

Taliban hareketini oluşturanların kahir ekseriyeti Peştunlardan müteşekkildir. Peştunlar ise kendi aralarında aşiretlere ayrılırlar. Bu aşiretler arasında mazisi yüzyıllara dayanan rekabet ve çekişmeler vardır. Bunun yanında Peştun olmayan Taliban unsurlar da kendilerinin iktidar paylaşımında ayrımcılığa maruz bırakıldıklarını söylemektedirler. Özbek ve Türkmen asıllı Taliban liderlere yönelik tutuklama ve görevden almalar halk arasında infiale yol açmış hatta silahlı çatışmalar baş göstermiştir.

Özbek ve Türkmen gruplar, Afganistan’ın kuzeyinde yerel idarenin kendilerine bırakılmasını talep etmişlerdir. Ancak Taliban yönetimi, DAEŞ’e destek verdiği gerekçesiyle Türk asıllı Taliban lider Mahdum Alem’i tutuklamışlardır.

Tacik asıllı Taliban lider Kari F. Fetrat kendi komutanlarını sevk ve idare etmekten mahrum bırakıldığı cihetinde yorumlar yapılmaktadır.

Amerikalıların gerek Afganistan içinde gerekse başka ülkelerde eğittiği onca ordu mensubu nerede? Tamamının ülkeden kaçıp gitmeleri mümkün değil. İdeolojik olarak Taliban’dan farklı düşünen ciddi sayıdaki eli silah tutan onca insanın el altından çeşitli şekillerde örgütleniyor olması Afganistan gibi bir ülkede akıldan çıkarılmaması gereken bir ihtimaldir.

Sovyetler Birliği Afganistan’ı işgal etmek istediğinde, yerli iktidarın da gayretleriyle bütün Afganistan’ı komünizm paydasında birleştirmek istemişti. Taliban, bütün Afganistan’ı kendi dinî telakkisi etrafında birleştirme iddiasıyla idareyi eline aldı. Fakat görünen o ki ülkenin tam istikrara kavuşması için gerek halkın bütününden gerekse uluslararası camiadan geniş destek alacak idarecilerin gelmesi gerekecek. Taliban’ın istikbali, bu konudaki başarısına bağlı.

Uluslararası medyadaki Taliban iktidarıyla ilgili bütün tartışmalar ‘kızların okula gidip gitmemesi’ konusu etrafında yapılmakta. Taliban’ın elinde, kızların dinî usullere uygun tahsil görmeleriyle ilgili bir plan varsa, ivedilikle uygulamaya geçirilmeliydi. Kızların evlerine kapatılarak tahsil hakkından mahrum bırakılmaları bir seçenek olmamalıydı. Ancak Taliban bu hususta tesirli çözüm ortaya koyamadı. Bu konu dünya basınında Taliban’ın idari zaafından ziyade başka taraflara çekilerek fazlaca işlendi. Taliban’a itibar kaybettirdi. Öcü gibi gösterilmesine sebep oldu.

Taliban hükümetinin güçlü devletler tarafından hızlı bir şekilde tanınması, mevcut iktidara meşruiyet kazandırılması, halkı rahatlatacak uluslararası yardımların bekletilmeden ülkeye gönderilmesi ve Taliban hükümetine ülkeyi idare etmelerinde yardımcı olunması neden gecikmekte? Taliban hükümetinin göstereceği bir zafiyet ve uğrayacağı başarısızlığın memleketi onlarca yıl sürecek bir iç harbe sürükleyeceğini kimse göremiyor mu? Yoksa herkesin istediği bu mu?

İyi tarafından bakacak olursak, Taliban’ın başa gelmesiyle, hiç olmazsa Afganistan yabancı işgalcilerin tasallutundan kurtuldu. Halk nispeten rahata kavuştu. Öyle veya böyle bir düzen geldi. Hırsızlık, adam öldürme, ihtitaf, uyuşturucu, haraç ve benzeri âdi suçlarda ciddi azalma meydana geldi.

Uluslararası toplum ve güçlü devletler çeşitli bahaneler ileri sürmeden insani yardım temin etmekte cömert davransalardı, derbeder Afganistan halkı bir nebze rahat nefes alırdı. İktisadi refah, zamanla Taliban iktidarının da dönüşmesine yardımcı olabilirdi.

Taliban bir proje olarak ortaya çıkarıldı. Şimdi de bilinçli olarak yalnız bırakılmış vaziyette.

Onlarca yıldır savaşlardan rahat yüzü görmeyen Afganistan halkı küresel ve bölgesel fillerin tepişmesi altında ezilmekten bizâr olmuş vaziyette. “Ülkeyi yönetenlerin ideolojisi ne olursa olsun, yeter ki istikrar getirsin” umumi kanaat halini almış durumda.


Diğer İçerikler:

Ağlamayı Özledim (Şiir)

Annem… (Kadına… ve anneye bir yazı…)

Mükemmeliyet (Herkes mükemmel olmak ister…)

Seni Özlediğim Kadar (Şiir)

Önyargı ve Mike Tyson (Şampiyon olmak…)

Masal Yıldızı (Şiir)

Serâzât.com’da sadece Necip YILDIRIM’ın şiir ve makaleleri yer almaktadır. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz ve neşredilemez.