(Yarım Kalan…)

Mehtaplı bir akşam güzel İstanbul’a baktım.
Rûhumda yanan korla şu mısraları yaktım:

Ey sürmesi mestâne deniz mâvisi gülrû!
Köprünle çizer yer yüzü sîmâsına ebrû!

Aşkınla semâlar nasıl âteşle tutuşmuş!
Yıldız gibi asker yakamozlarla koşuşmuş!

Vasfında hayâlim kalıyor aczin içinde.
Titrer ne kadar sevgili söz varsa içimde.

Âgûşuna yol vermese Rabbim ne ederdim!
Sensiz deli âvâre gezen çöldeki Nil’dim.

…..

Kudüs-i Şerif ağlarken İstanbul’a aşk şiiri yazmayı vicdanım kabul etmedi. Beş beyitten sonra devam edemedim. İnşâallah bir gün tamamlamak nasip olur.