Deneme

Salyangozdan Dinle Seher Vaktini

Bir sonbahar sabahı oturdum bana ayrılan köşeye. Kalemle ne zamandır küsmüştük, ne o bana ne ben ona yüz veriyordum. Sükûta medfûn olunca insan kil-ü-kâl istemiyor gönlü. Kelimeler ve lisan sığ geliyor, kalem ise fâidesiz.

Lâkin bir ben miyim? Ya benden sonra gelenler. Bazen yazmalı insan, bazen durmalı. Bazen tebessüm, bazen göz yaşı.

Ağaçların yaprakları kahveye, kızıla çalarken kaldırımlarda, susma zamanı değildir. Yaprak. Ardına bakınca beyaz kadifeden ninemin elleri gibi, ön yüzü yanıp kavrulmuş parşömen gibi. Aşkın ateşi nasıl yumuşatır en taş kalpleri.

Sabahın ilk ışıklarında taş patikanın üzerinde salyangozların muazzam giriftlikteki ağ gibi örülmüş yolları gözüme çarpıyor. Sonra şems bir şemsiye gibi yükselip sarmalıyor bizi, ve gece yönlerini bulmak için hazırladıkları gizli tarîkleri az evvel pırıl pırıl parlamamışçasına gözden kayboluyor.

O yollar ki her biri dönüp dolaşıp bir çember çizer ki bulsun kabuğunu, o yollar ki her biri Rabbine çıkar.

Salyangoz tedbirlidir, bilir omurgasızlığını, ya insan?

Nefsine dalıp giden, kabuğunu unutup giden yolcu! İşte bak her biri bir diğeriyle kesişen doğru yolun tâlipleri salyangozlar… Ruhun aslın, ona giden yol gecenin karanlığında ve sabahın ilk ışıklarında.

——-

Serâzât.com’da yayınlanan yazı ve şiirlerin fikrî hakları ilgili yazar ve şairlere aittir. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.

Me'va

Talebe. Yazar. Eğitimci. Anne.

6 Yorum

  1. İlahi aşkın ateşi düşmüşse nasıl yumuşatır taş kalpleri… O yollar ki… Devam etsin bu yazı istedi gönül. Allah doğru yolda gidenlerle kesiştirsin yolumuzu..

  2. Yazınız 3 defa okuttu kendini. Teşekkürler ve tebrikler. Devamını bekliyoruz 👍

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu