Toplum

Ah Şu İnsan

Mevzumuz insan, yani yer yüzündeki bütün canlıların yüce varlığı… Öyle bir yüce varlık ki ağaçları kesebiliyor! Yerine; oteller, villalar ve toplu konutlar inşa ediyor ama canı isterse bir sürü ağaç dikiyor.

İnekler ve tavuklar, biz yiyelim diye çok fazlalar ama kurtlar ve aslanlar, bizim etimizi yemesinler diye oldukça azlar.

İsterse bir depoda milyonlarca hamamböceği üretebiliyor. Ama… İsterse, yaşadığı tüm şehirdeki bir tek böceği bile canlı bırakmıyor.

Öyle bir yüce varlık ki bu insan, o kadar güçlü, o kadar haşmetli, o kadar muazzam bir yüce varlık ki ortalama ömrü yetmiş yıl…

Ve yine, çok güçlü olduğundan olsa gerek bu ortalama ömrünün yarısı uykuya esir oluyor.

Ve yine, çok haşmetli olduğundan olsa gerek, bu ortalama ömründe defalarca kez hastalanabiliyor.

Ve yine, çok güçlü, çok cesur olduğu için en çok korktuğu şey ise ÖLÜM!

‘’Ölüm, insanın son anıdır. O an geldiğinde, insan yalnızca bir acizlik ve geçicilik içinde yok olur,” diyor Nabokuv.

Hiç sevmediğim şu Pascal bile “Ölüm, insana sonsuz bir korku verir. Çünkü insan, ölümün bir son olduğunu kabul etmekte zorlanır; bu kabul, onun acizliğini ve hiçbir şeyin kalıcı olmadığını anlamasına yol açar,” demiş ya…

İnsan denen kibir deposunun varoluşu ile ilgili derin derin düşünen Soren Kierkegaard beyin şu sözlerine kulak verelim: “İnsanın en büyük korkusu ölümdür, çünkü ölüm onu bilinçli bir acizliğe sürükler. Ölüm, insanın varoluşunun sınırını gösterir ve insan, varoluşunu anlamaya çalışırken ölümün korkusuyla yüzyüze gelir.”

Cemil Meriç kızgın lavlar üzerine dans eden çılgın bir varlık der insanlığa.

İnsana vaiz olarak ölüm kâfi değil midir?

——
Serâzât.com’da yayınlanan yazı ve şiirlerin fikrî hakları ilgili yazar ve şairlere aittir. Bütün
hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.

Mesut GÜNEŞ

Marka Yöneticisi. Hitabet Sanatçısı. Tiyatro. Sinefil. Edebiyat. Tarih. Yazar, Seyyah. BJJ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu