Umumi malumat
Müzik kullanılmadan çekilen filmlerin şaheser olmalarını ispatlayan bir film daha.
Müziğin, duyguları harekete geçirerek seyirciye verilmek istenen hissiyatı vermekte mühim bir vasıta olduğunu inkâr edemeyiz. Müzik kullanmadan duyguları kalbimize ilmek ilmek işleyen bu filmde, müzik haricindeki diğer sinema hileleri olan suni ışığa, stüdyo ve film platosuna ve de efekt kullanımına müracaat edilmemiş. Gerçek mekanlar ve tabii ışıklarla iktifa edilerek filmin gerçekçiliği perçinlenmiş. Böylece, eşsiz bir şaheser ortaya çıkmıştır.
Açılış sahnesi, filme de ismini veren Nadir ile Simin’in boşanma davası ile başlıyor. Hatta jenerikte kimliklerinin fotokopileri çekiliyor ki, bu boşanma müracaatını gösteriyor.
Açılış sahnesinde hâkim gösterilmiyor ama hâkimin yerinde kamera var. Bu demek oluyor ki, hâkim karakterinin oyuncusu seyirci yani bizleriz. Film boyunca bizlere verilen bilgilerle, kim haklı kim haksız diye bir karara varma saikiyle filmi seyrediyoruz ve sonunda karar açıklanmayarak hüküm bize bırakılıyor.
Her karakterin tüm filmde yaşananların hepsini bilmiyor oluşu, kendi cephelerinden kendilerini haklı kılıyor ve her karakter iddialarını ve savunmalarını yaparak haklılıklarını ispat peşinde. Seyirci ise tüm bu bilgileri bilmesine rağmen kimin haklı olduğuna net bir karar veremiyor.
Yönetmen Asghar Farhadi’nin filmin senaryosunu ve yapımcılığını kendisinin üstlenmesinin yanı sıra, kendi kızını da Termeh rolünde oynatarak, her ne kadar oyuncunun gerçek yaşı Termeh karakterine münasip olmasa da, oyuncumuz rolünün hakkını verdiği için bu durum filmde hiç sırıtmıyor.
Film açılış sahnesinden kapanışa kadar gereksiz hiçbir sahne barındırmıyor. Her sahnede hüküm kurabilmemiz için işimize yarayacak olan, karakterlerin ahlaki değerleri, sınıfları, olayların gerçekte nasıl gerçekleştiği ve buna benzer birçok noktada bilgiler sunuluyor.
Filmin temeli İran şartlarında hayatını devam ettirmek istemeyen Simin ile Alzheimer Babasının mesuliyetinin şuurunda olan Nadir’in aynı şartlarda hayatlarına devam etmeleri gerektiği çatışmasına dayanıyor. Nadir’in babasının Alzheimer olması, bahane değil sebep! ve önemli olanın babasının, Nadir’i oğlu olduğunu bilmemesi değil, Nadir’in onu babası olduğunu bilmesi. İşte karşımıza bu çatışmadan doğan ve karar vermemiz gereken ilk soru: Bir çocuğun annesi ve babasıyla kötü bir yerde beraber yaşaması mı, yoksa babasız iyi bir yerde yaşaması mı?
Filmdeki bir diğer çatışma ise sınıf çatışması. Terme’nin ders çalışırken okuduğu “Sasanilerde toplumun imtiyazlı üst sınıf ve orta sınıf olmak üzere iki sınıfa ayrıldığı” bilgisinin, günümüz İran’ında da aynen devam ettiğini filmde bariz şekilde gösteriliyor. Nadir ve Simin ailesi üst sınıfı, Raziye ve Hocaat ailesi ise alt sınıfı temsil ediyor. Alt sınıf, üst sınıfın imkanlarına ve imtiyazlarına sahip olamadığından bahisle hep ezildiğini söyleyerek isyan halinde bir temsildeyken; üst sınıf ise alt sınıfa tepeden bakan, kendilerinin küçük meselelerini, alt sınıfın büyük meselelerinden büyük gören bir temsilde karşımıza çıkıyor.
Karakterler
Başkalarının haklı olabileceğini düşünmeden hareket eden ve kendi haklılığını ispat için her yola başvuran Nadir’in ‘haklılık şeması’nı haiz bir karakter olduğunu; kızı Termeh’ye petrol istasyonundaki verdiği dersten, haklarından asla taviz vermediğini ve bu şekilde haklarından taviz vermemesi gerektiğini de çocuğuna aşıladığını görüyoruz. Nadir’in, kızına ve babasına alakasından ötürü mesuliyet sahibi olduğunu; gururu sebebiyle hiç kimseyle anlaşma sağlamamasından da ne kadar inatçı olduğunu; Raziye’nin kocasının 3 günlük hapse girmemesi yönündeki hakimle konuşmasında ise aslında gururu ve hakları söz konusu olmadığında vicdan sahibi birisi olduğunu; kızı Termeh’ye kelimelerin Farsça manalarını çalıştırdığı derste cevaplarda Arapça kelimelerle karşılaştığında ise ananelerine bağlı milliyetçi bir kişiliğinin olduğunu görüyoruz.
Simin ’in boşanma kararı alacak kadar İran şartlarını sevmeyen bir batı hayranı olduğunu; Nadir’le yarışacak kadar inatçı ve gururlu olduğunu; kızına düşkün olduğu için olayların çözülmesi yönünde adımlar attığını; kızını almak için babası hakkında olumsuz şeyleri kullanacak kadar bencil olduğunu anlıyoruz.
Raziye’nin, haklarından ve dini değerlerinden taviz vermeyen birisi olması ve hakkında yapılan asılsız hırsızlık suçlamasının, çocuğunu düşürmesinden daha fazla acı vermesi ise şeref ve haysiyetini verdiği ehemmiyeti açıklamak için kâfi. Ve bu suçlamaya karşı elbette yapabileceği en büyük yemini yapacak olan Raziye’nin yemin ederken şehitlerin üzerine yemin etmesinden, Raziye’nin Şii olduğu anlaşılıyor. Zira, Şiilerde en büyük yeminlerden birisi de Kerbela şehitleri üzerine yapılan yemindir. Raziye, dinine son derece bağlı, kocasına yardım etmek için hamile olmasına rağmen gizli çalışacak kadar fedakâr birisi olarak karşımıza çıkıyor.
Hocaat ise borç batağına düşmüş ve sınıfsal farklılıklara isyan eden agresif bir kişiliğe sahip. Hocaat’ın işyerinde de Şiilerin Hazreti Ali olduğunu zannettikleri resim asılı.
Termeh ve Somayeh ise ailelerinin yaşadıkları sıkıntılar ve yaşanılanlar sebebiyle erkenden büyümek mecburiyetinde kalan karakterdeler. Her ikisi de ailelerine düşkün ve ailelerini korumaya yönelik bir tavır sergiliyorlar. Her ikisi de zeki ve tüm olanların şuurundalar…
Kilit Noktalar ve Kilit Karakter
Filmde paraları kimin aldığını Simin hariç hiç kimse bilmiyor. Nadir’in, paraları çaldığından bahisle Raziye’yi suçladığını da Simin hariç herkes biliyor. Simin’in nakliyecilere vermek üzere aldığı bu paraları kimse görmüyor ve Nadir’in Raziye’yi hırsızlıkla suçladığı bahsi hiçbir zaman Simin’in yanında konuşulmuyor. Şayet bu durumu Simin öğrense kızını yanına çekmek için Nadir’e karşı koz olarak kullanırdı.
Hanımı Simin’den ayrılmak, hapse girecek olmak, başka insanların hayatlarının perişan olması karşısında vicdana gelmek ve hatta kızı Termeh’nin kendi yanında kalmayacak olma ihtimali bile Nadir’in hakkı olanı almasına engel teşkil etmiyor. Sadece babası için tüm haklarından feragat edecek bir karakter Nadir. Filmde Raziye’nin çocuğunu, babasını bulup kurtarmaya çalışırken araba çarpması sonucu düşürdüğünü Nadir bir türlü öğrenemiyor. Şayet öğrenseydi babasının sebep olduğu bu olay için diyeti seve seve vereceği anlaşılıyor.
Filmde kilit karakterlerden birisi de aslında Raziye’nin kocası Hocaat’ın ablası olan Azam. Çünki, temizlik işinin anlaşması onun vasıtasıyla yapılıyor ama bunu kardeşi Hocaat’a bildirmiyor. Raziye’ye arabanın çarptığını biliyor ama bunu Nadir’e, Hocaat’a ve Simin’e bildirmiyor. Nadir’in Raziye’yi hırsızlıkla suçladığını biliyor ama bunu Simin’e bildirmiyor. Bu sırlar sebebiyle de kendi haklılıkları yörüngesinde dönen karakterler arasındaki meseleler bir türlü neticelenemiyor ve karmaşa büyüyerek işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Hülasa
Haklılık ve adalet mefhumlarını derinlemesine düşündüren bu filmde, ‘kanunların olay esnasındaki unutmuş olma durumunu önemsemeyerek sadece bilme veya bilmemeyi önemsemesi’ hakkında verilen malumat, dünyadaki adaletin hiçbir zaman tam tecelli edemeyeceğini gösteren bir misal sadece.
Bir islâm âliminden, bu konuya ışık tutacak bir nakille yazımızı sonlandırıyoruz.
“Dünya, hak arama yeri değil efendim. Ahirette, çok haklıyım diye gidenler, orada çok pişman olacaklar, haksızlığa düşecekler. Çünki, buradaki hak senin adaletine göre, senin kafana göre, senin düşüncene göre, senin aklına göre… Ama Rabbimizin huzurunda o adalet, senin ölçülerine göre değil, Allahü tealanın ölçülerine göre olacaktır.”
—
Filmin Orijinal Adı: Jodaeiye Nader az Semin (جدایی نادر از سیمین)
Anlamı: Nader’in Simin’den Ayrılığı
İngilizce: A Separation
Yönetmen: Asghar Ferhadi
Fotoğraf: Yönetmen bu kişinin babasına banyo yaptırırkenki görüntüsünü aklına getirmiş ve onun üzerine filmi inşa etmiştir. Bu sebeple yazımıza bu fotoğrafı seçtik.
——-
Serâzât.com’da yayınlanan yazı ve şiirlerin fikrî hakları ilgili yazar ve şairlere aittir. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.