PsikolojiHayat

Boşluk

Bazen bir an gelir, kaybolur insan. Ne akıl kalır ne mantık. Küçülür küçülür küçülür… Karınca kadarcık kalıverir. Minicik bir çocuk elinden tutar ‘’Üzülme anne. Bazen böyle hatalar olur.”

Hayatım bir film olsa adı şu olurdu: “Bir Olduramama Hikayesi”

Önce öğrenmek, bilmek sonra anlayıp hissetmek, hücrelerine kadar benimsemek. Bütün bunlara rağmen hâlâ olmuyorsa mesele ne? Ben yine neyi ıskaladım? Onu kontrol etmeye çalış, bunu düzeltmeye çalış, orada ne eksik, acaba orası neden uymamış? Hep bir oldurma çabası. Eksik olan ne? Benim derdim ne? Belki tam hali budur ve belki benim derdim de yoktur.

Nasıl bir iz bırakacağımı bilmiyorum. Tercihim, ayna buğusuna çizilen bir resim gibisi. Tercihe bağlı değil gerçi. Bunca sene çocuklarıma neyi öğretebildiğimi de bilmiyorum. En net öğretebildiğim şey sanırım nasıl çuvallanır ve sonra nasıl pişman olunur. Pişmanlık tövbenin anahtarıysa belki bu durum düşündüğüm kadar kötü değildir.

Hiçbir yere uymuyorum; uyduğumu düşündüğüm yerlere yerleşemiyorum. Dedim ki önce kendi içime yerleşeyim. Bütün hallerimi toplayıp -ki baya kalabalık- önce nasıl sığarım diye düşündüğüm, sonraysa bütün hallerimi içinde tek tek kaybettiğim içimdeki uçsuz bucaksız boşluk. Bembeyaz. Öyle boş ki beyazlığı bile korkutucu. Bağırıp tepinen, ağlayan küçük bir çocuk. Çıkardığı sesin çarpıp yankılanacağı bir duvar, en ufak bir tümsek bile yok. Diğer hallerimle uyumsuz ve hep küçük, hep huysuz… Takvim yaşımdan çok geride. Arada bir çıkıp tepinip bağırıyor. Sıcacık ve yine onun kadar küçük bir çocuğun eli tutuveriyor ellerinden “Üzülme anne. Bazen böyle hatalar olur.” Olur mu dersin? Yani çoktan geçti gitti öyle mi? Ama yaşandı. “Üzülme anne.” Peki sen öyle diyorsan…

Sığınak olmak gerekirken sığınan olmak… Şefkat bana hep ummadığım anda ummadığım yerden geliyor. Ama kesinlikle kendi içimden değil. Anladım ki, bu yüzden tepinerek ağlıyor o küçük çocuk.  Allahü teâlâ da bana şefkat gösterip o küçük çocuğa arkadaşlık etsinler diye iki güzel evlat göndermiş.

Ooo saat kaç olmuş! Düşün düşün yine sabahı etmişim. Ben biraz uyusam mı? Ne dersin? “Uyu anne. Gel, istersen dizime yatabilirsin.”

_____

Not: Yazının resmi “ToraDora!” TV serisinden alınmıştır.

——-

Serâzât.com’da yayınlanan yazı ve şiirlerin fikrî hakları ilgili yazar ve şairlere aittir. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.

Nukte UYSAL

Diş Tabibi. Edebiyat Talebesi. Modern Nakış Sanatçısı. Okur. Anne.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu