
Bir tepede oturuyoruz. Öyle bir tepe ki sanki dünyada tek biz varız ve gökyüzüne çok yakınız.
Yıldızlar çok güzel ama parlak değiller. Tozlu gibi, eski yıpranmış hatta sönmüş gibi. Elini uzatıyor. Tek tek yıldızlara dokunuyor. Dokunduğu yıldız yeniden hayat buluyor. Işıldamaya başlıyor.
Bana ellerini gösteriyor. Elleri yıldız tozlarıyla kaplı yaldız yaldız.
Ellerini gökyüzüne uzatıp var gücüyle üflüyor. Tozlar ellerinden uçup gökyüzünde yeni minik yıldızlara dönüşüyor. Şaşkın şaşkın bakarken uyanıyorum.
Kimdir kalplerden kirleri pasları silip atan, kimdir yıldızları parlatan? Kimdir o yıldız tozlarından gökyüzünü yepyeni yıldızlarla donatan?
22 Şubat günü, seven sevdiğine kavuştu. Bizim payımıza da ayrılık acısı ve keder düştü. Ben o dönem üniversite öğrencisiydim. Kendilerini yakinen tanımıyordum sadece ismen biliyordum. Ama vefat haberlerini aldığımda kalbimden bir şeyin kopup gittiğini hissettim. ‘’Sadece ismen bildiğin bir insan için neden bu kadar üzüldün?’’ diye sordum kendime. Meğer sevgi yukardan gelirmiş. Sevgi bana da yukardan gelmiş. Çok sonra öğrendim.
Bu sevgiyi ve bağlılığı bir halat bildim. Sıkı sıkı tutundum. Okudukça anladım, anladıkça daha çok sevdim. Ebedi saadet yoluna adanmış bir ömür. Kimse yanmasın, herkes okusun, öğrensin, herkes kurtulsun diye basılan, dağıtılan kitaplar. Onlardaki merhamet, şefkat, cömertlik, yardımseverlik, vicdan… Kendine bunca kötülük yapan insanları bile kolayca affedecek yüce gönül…’’Benim hususiyetim hüsn-i zandır.’’ buyurmuşlar. İnsan aklının çok ötesinde. Kutup yıldızımız.
Seyyid Abdülhakim Arvâsi hazretleri “kuddise sirruh” buyurmuşlar ki: ‘’Bir mü’min İslâmiyyetin tamâmını öğrense, tamamı ile amel etse, bunun kurtulmak ihtimâli vardır. Fakat bir Allah adamına peki diyenin, yaptığı kusûrlara rağmen, kurtulmamak ihtimâli yoktur.’’ Cilt cilt İslam Alimleri ansiklopedileri, Evliyalar ansiklopedileri, kasetler, filmler, radyo tiyatroları… Onların gayretleri ve çalışmaları olmasa Abdullah-ı Gürcistani hazretlerini, Alaüddevle Semnani hazretlerini, Senaullah Pani Puti hazretlerini, Bişr-i Hafi hazretlerini Seyyidet Nefise hazretlerini, İbrahim bin Ethem hazretlerini, Kuşeyri hazretlerini, Mehmet Emin Tokadi hazretlerini, Murad-ı Münzevi hazretlerini, Sehl binAbdullah Tusteri hazretlerini nerden bilebilirdik. Onların üstün gayretleri vesilesiyle tanıdık, bildik, sevdik ve peki diyebildik. Yolumuzu aydınlatan binlerce kutup yıldızlarımız…
‘’İnsan hep vermeye alışmalıdır. Çünkü bir gün en değerli şeyimizi canımızı vereceğiz. Cömertlik varken vermek değildir yokken vermektir’’ buyurmuşlar. Ve hep vermişler. Sevgilerini, ilgilerini, şefkatlerini, kıymetli vakitlerini… Hep vermişler.
Dünya dümdüz bir ova değil. Bazen çukurlar, bazen tümsekler, yalçın dağlar, daracık vadiler, karanlık çıkmaz sokaklar, deriiiin kuyular… Ama kutup yıldızımız hep orada. Ne zaman yolumu kaybedecek gibi olsam bakarım. Bilirim ki ben sahipsiz değilim. Sadece ben görememişim.
‘’Biz insana yatırım yapıyoruz. Artık binlerce Enver Ören var. Onlar beni ahirette borçlu bırakmazlar. Onun için hiç endişe duymuyorum.’’ buyurmuşlar. Elbette her harfiyle doğru. Bizlere mirasınız ‘’ihlas’’ımız hep bizimle. İşte yıldızlar ve yıldız tozları. Her an sevgi saygı hürmet ve rahmetle.
——-
Serâzât.com’da yayınlanan yazı ve şiirlerin fikrî hakları ilgili yazar ve şairlere aittir. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.
Yazdığın zattan aldığın feyz yazına aksetmiş, küçük ayaklarıyla büyük adımlar atan yaralı kuşum güzel yavrum…
Ne büyük nimete kavuşmuşsun, maaşallah Rabbim bu nimete ve muhabbete kavuşmanın idrakiyle yaşamayı ve aksettirmeyi daim eylesin güzel yüreklim..
Nükte Hanım kardeşim Allahü teâla kaleminizi parıldatan yıldız tozlarından bizlere bulaştırsın. Lutfedip bizlerle paylaştığınız bu güzel misal için ve hatırlattığınız o unutulmaz sözler için minnettârız…. Okuyucusu bol olsun…Yürekten kaleme…